Komutan
Herkesin bir hikayesi vardır; belki de bu yüzden ikisi de yan yana duruyordu. Genç kadının içindeki cesaret, hayatının her anında onu ayakta tutan bir imgeydi. O an, selam vermenin ötesinde bir şeyin peşindeydi; belki de kendi kimliğini bulma çabasının ta kendisiydi. Askerin bakışındaki sertlik, aslında onun zayıf anlarını gizleme çabasıydı. Her iki karakter de birbirine birer ayna tutuyordu; biri otoritenin yükünü taşırken, diğeri özgürlüğün peşindeydi. Selam vermek gibi basit bir eylem, bir anlamda iki dünya arasında bir köprü olabilirdi fakat bu köprü, geçmişin izleriyle doluydu. Bu an, sözlerin ötesinde bir hikaye anlatıyordu; ikisi de farkında olmadan birbirlerine bir şeyler öğretiyorlardı. Gerçek şu ki, selam vermemek sadece bir eylem değil, aynı zamanda varoluşsal bir sorgulamanın başlangıcıydı.